Hiç Bilinmeyen 24 Kasım Öğretmenler Günü Şiirleri
İçindekiler
Hiç Bilinmeyen 24 Kasım Öğretmenler Günü Şiirleri
Yazımızda hiç bilinmeyen ya da az bilinen öğretmenler günü şiirlerini listeledik. Umarım beğenirsiniz. İşte Hiç bilinmeyen öğretmenler günü şiirleri ;
ÖĞRETMENİM – Hiç bilinmeyen öğretmenler günü şiirleri
Ben bir gülüm, sen bahçıvan
Çok açarsam eser senin
Mis kokarsam hüner senin
Ama bir de solarsam
Günah senin, günah senin
Öğretmenim.
Ben tohumum, çiftçi sensin
Çok sularsan, ürün senin
Bol olursam, verim senin
Ama bir de çürütürsen
Hata senin, hata senin
Öğretmenim.
Ben elmasım, sarraf sensin
Pırlanta isem, emek senin
Parlıyorsam, yaldız senin
Ama bir de parçalarsan
Kırık senin, kırık senin
Öğretmenim.
Ben boş defter, kalem sensin
Doğru yazsan, yarın senin
Güzel yazsan, ikbal senin
Ama bir de karalarsan,
Vicdan senin, vicdan senin
Öğretmenim.
Ben öğrenci, sen öğretmen
Başarırsam hüner senin,
Kazanırsam zafer senin,
Ama bir de kaybedersem,
Yok diyecek başka sözüm,
Yorum senin, yorum senin
Öğretmenim
ÖĞRETMEN MARŞI
Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yer yüzünde yoktur, olmaz Türk’e denk;
Korku bilmez soyumuz.
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.
Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;
Durma durma koş.
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.
İsmail Hikmet ERTAYLAN
ÖĞRETMENE ÖZLEM
Sen bir gülsün,
Her derste bende açan.
Bense bir tohum,
Her derste sende çoğalan.
Aklıma dökülen hatıralar
İçimde bir yangın.
Sen yoksun yanımda,
İçim kan ağlarken .
Gülmek de olur mu ki;
Öğretmenim.
Sımsıcak konuşurdun konuşunca,
Bakışların aydınlık saçardı.
Sen gidince,
Kayıp adreslerde dolaşan bir yetimim.
Nasıl da çabuk geçti o güzel günler,
Öğrettiklerin sağanak yağmur gibi,
Karanlığı yırtıyor.
Şimdi hayallerimdesin,
Hayallerimden sakın çıkma,
Hayallerimde kal,
Hayallerim bir dünya olsun
KÖY ÖĞRETMENİ –
Hiç bilinmeyen öğretmenler günü şiirleri
Ben bir köy öğretmeniyim,
Alnımda ışık,
Gözlerimde nur…
Alıp götürmeyin beni şehirlere,
Götürmeyin ne olur.
Bir köy öğretmeniyim,
Katıksız duygular içinde yaşarım.
Çıplak ayaklar basar yüreğime,
Onları tutar, okşarım.
Bir köy öğretmeniyim,
Çaresizlik ekmeğim, keder gözyaşım,
Umut ve sevgiyim çarpan kalplerde,
Dağlardan daha çok yücedir başım.
Ben bir köy öğretmeniyim,
Evlerde motif, dillerde destan
Gölgesi düşer ay-yıldızın üstümüze,
Ve gönüllerde büyür vatan.
Göktürk Mehmet UYTUN
HEP SANA OLUR YÖNELMELER
Gözler sana bakar, kulaklar seni dinler
Doğada hiçbir renk, hiçbir ses
Görmedi böyle bir ilgi.
Yine bilgiler öğreteceksin öğretmenim,
Bir elinde tebeşir, bir elinde silgi.
Senin bulunduğun yerde öğretmenim,
Senin konuştuğun yerde,
Birer fikir çiçeğidir kelimeler.
Öyle bir ışıksın ki sen,
Hep sana olur yönelmeler.
Senin oturduğun kürsüde,
Bir başkasını görmeye
Tahammül edilmez düşüncede bile.
Kürsü, karatahta, tebeşir
Bir anlam taşırlar seninle.
Yurdumun göklerinde Ay-Yıldız
Bir de sen dalgalanırsın.
Yüreklerde yazılı adlarınız,
Sen iyi bilirsin öğretmenim,
Hiç kesilmeyecek rüzgârınız…
Arif EREN
Biricik Öğretmenim
Öpmek istiyorum hep o şefkatli elleri.
Yerimde sayıyordum alıp geçtin ileri.
Bana hep sen öğrettin o güzel bilgileri.
Benim bilgi kaynağım, sevgili öğretmenim.
Hep okulda geçirsem günleri, geceleri,
Daha erken öğrensem harfleri, heceleri.
Sende saklı bulunan o güzel bilgileri,
Ben de almak isterim biricik öğretmenim.
İstemez oldum artık vefasız geceleri.
Hep sınıfımda olsam, okusam heceleri.
Atamın önerdiği olmam istenen yeri,
Bana sen hazırladın biricik öğretmenim.
Hakkı ÇEBİ
Gidiyorum… Bir yanımda emeklerim,
Bir yanımda
Uçsuz bucaksız hayallerim.
Sizlerde yaşayacak onlar şimdi.
Bir damla gözyaşına kıyamadığım,
İçimin derdi, saçımın akı çocuklar…
Yavrularım…Evlâtlarım,
Kınalı kuzularım,
Avucu reyhan kokulu küçük dağlarım.
Kiminiz büyüdü, heybetiyle
Nam saldı, kâh korku yedi âleme,
Hatta bana bile!…
Kiminiz kurudu, kara saban arkasında
Ufalandı eller, parçalandı yürekleriniz
Toprakla beraber…Sevgisiz…
Kiminiz, daha çiçek açmadan meyve verdiniz…
Bu ihtiyarın derdi nedir bilir misiniz?
Dört adam,
Çıkacak mı benim dört kolluyu taşıyan?…
Ve olacak mı acep öbür tarafta
Yepyeni bir kara tahtam…
Benimle zamanı gelince oynadın da hazla
Alışamadığım dört duvar arasında ne işin vardı!
Hep benden önce oradaydın ne yazın ne kışın vardı…
İlk harfler, heceler, sözcükler derken
Ve o mabede seninle gelip giderken
Tutuştu ellerimiz birleşti gözlerimiz.
Karga seslerinin rüzgârlara karıştığı bir son yazdı
Son göz göze gelişimizde…
Buruk tebessümlerinle beni ağlatmıştın
ÖĞRETMENİM,CANIM….
RESİM – Hiç bilinmeyen öğretmenler günü şiirleri
Haydi çocuklar resim yapalım
yeni bir dünya kuralım
Önce bembeyaz bir kâğıt
fırçalar, kalemler alalım
Sonra rengârenk boyalar
Sakın ha!
İçinde kara olmasın.
İlkin güneşi konduralım
sarıdan, turuncuya
Gökle denizi birleştirelim
maviden, lâciverde
Dağlar ormanlarla kucaklaşsın
yeşilin her tonuyla
Sakın ha!
İçinde kara olmasın.
Mustafa Kemal DEMİRIŞIK
4 Kasım Öğretmenler Günü
Ellerim kirliydi tuttun elimden
Bilgi dağarcığın açtın özünden
Bendeki cevheri gördün gözümden
Umudum sen oldun düşüm sen gibi
Yüksünmedin burnumdaki sümükten
Sende bir insandın etten kemikten
Annem miydin,babam mıydın,eğitmen.
Kutsal meslek istiyorum sen gibi
Yırtığımda yamam oldun dikişsiz
Özünde doğruydun süssüz nakışsız
Yüreğimdi yüreğin düzgün çakılsız
Düz yollarda gideceğim sen gibi
Aklaştı saçların bendeki kara
Yürüdüm bir hayli vermedim ara
Ektiğin tohumlar yeşersin daha
Ben de tohum ekeceğim sen gibi
Yurdumu öğrettin bayrağım başta
Atamı sevdirdin, her an,her yaşta
Kol kolaydık cehaletle savaşta
Şimdi eğitmenim tıpkı sen gibi
Yüreğim yorulmaz feyz aldım senden
Ben de tutacağım çamurlu elden
Dikensiz gördüğüm, dikenli gülden
Demet demet dereceğim sen gibi..
Öğretmen Olmak İstiyorum
Ben öğretmen olmak istiyorum.
Ben, şairimin mısralarında dil,
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül,
Aşığımın sazında tel,
Öpülesi bir el olmak istiyorum:
Ben, öğretmen olmak istiyorum…
Ben, çaresizliğin filizlendiği yerde ümit,
Korkunun mayalandığı yerde yürek,
Güçsüzlüğün güçlendiği yerde bilek olmak istiyorum;
Ben, öğretmen olmak istiyorum…
Şu öksüz yavruya sımsıcak kucak,
Şu yetim çocuğa yanan bir ocak,
Çorak toprağa yağan yağmur,
Azgın sulara bend,
Mehmed?imin elinde çağlar açan kılıç,
Doktorumun elinde derman saçan neşter
Mimarımın,mühendisimin elinde pergel, cetvel,
Ben ana ben baba,
Ben Fatih, ben İbni Sina,
Ben Mimar Sinan olmak istiyorum:
Ben, öğretmen olmak istiyorum…
Ben öğretmen olmak istiyorum…
Vatan evladına Türklüğü öğretmek için,
Ben öğretmen olmak istiyorum
İstiklal marşını gururla söyletmek için,
Ben, öğretmen olmak istiyorum
Milletimi ?muasır medeniyet seviyesine? yükseltmek için…
Ben,zehirli mantarların,
Deve dikenlerinin ,
Ayrık otlarının boy attığı verimsiz bir toprak değil,
Ben;
Kırlarında elvan elvan çiçeklerin açtığı,
Dağlarında hür kuşların uçtuğu,
Pınarından susayanın içtiği,
Yollarından yiğitlerin geçtiği,
Çiftçisinin başak başak kardeşliği biçtiği
Bir vatan olmak istiyorum:
Ben öğretmen olmak istiyorum…
Ben öğretmen olmasam diyorum…
O zaman kim öğretir güzel Türkçe?mi
Henüz anne diyen dillere,
Kim öğretir insanlığı,duyguyu genç nesillere,
Kim öğretir büyüğünü saymayı,
Küçüğünü şefkat ile sevmeyi?
Ben öğretmen olmasam diyorum…
O zaman şu körpe fidan
Nasıl öğrenecek sert rüzgarlara göğüs germeyi,
Nasıl öğrenecek , çiçek açıp meyve vermeyi?
Şu gelinlik kızım ,
Şu bıyıkları yeni terleyen delikanlım
Kimden öğrenecek insan gibi sevilmeyi, sevmeyi;
Vatan için,millet için ,bayrak için
Göz kırpmadan ölmeyi?
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü vatanımı severim,
Çünkü bilirim vatan için ölmesini…
Alnımda şeref tacıdır
Tarihim,Cumhuriyetim,Türklüğüm…
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü heyecan veriyor bana
Şu çeşme, şu kervansaray, şu cami, şu türbe;
Şu davul, şu zurna,
Şu halay, şu horon, şu bar, şu zeybek…
Bana heyecan veriyor
Anamın yazmasındaki oya, söylediği ninni , ağıt.
Tat alıyorum ekmeğimden, aşımdan
Gurur veriyor bana milli kültürüm…
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü biliyorum affetmesini,
Biliyorum asil duygularla insanları sevmesini…
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü inkar etmiyorum tarihimi
Hor görmüyorum geçmişimi,
Atalarım önümde en büyük rehber diyorum.
Çünkü ben özenmiyorum
İnsana , insanlığa saygı duymayan hiçbir fikre,
Çünkü ben bel bağlamadım
Örfüme, adetime, dinime ters düşen çirkinliklere…
Sen öğretmen olmalısın kardeşim;
Sen namussun, vicdansın, adaletsin…
Sen müsbet ilimsin kardeşim
Sen irfansın, inançsın geleceğimi aydınlatan…
Sen, buram buram tüten vatan sevgisi,
Sen, burcu burcu kokan Türklük duygususun.
Sen öğretmen olmalısın kardeşim,
Sen öğretmen olmalısın…
Biz öğretmen olmalıyız kardeşlerim;
Biz görmeyenlere göz,
Duymayanlara kulak,
Yürüyemeyenlere ayak olmalıyız…
Biz öğretmen olmalıyız kardeşlerim kızıyla, erkeğiyle
Layık olabilmek için
?Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır? diyen
Ulu önder Atatürk?e…
Biz şairlerimizin mısralarında dil,
Genç kızlarımızın gergeflerinde nakış nakış gül,
Aşıklarımızın sazlarında tel,
Öpülesi bir el olmalıyız :
Biz öğretmen olmalıyız.
M. Nejat SEFERCİOĞLU
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Bütün çiçekleri getirin buraya.
Öğrencilerimi getirin buraya, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiçeklere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya.
Son bir ders vereceğim onlara.
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin… Ve sonra öleceğim.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları…
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin, görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini,
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın,
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyorum gönlümde,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop dağına göçen,
Yürükler yaylasında, Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, ağrı eteğinden,
Gücenmesin, bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencilerimi istiyorum,
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan gizli ve sessiz,
O bakımsız ama kokusu eşşiz çiçek,
Kimse bilmeyecek seni, seni kimse bilmeyecek
Seni, beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarümar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Okulun duvarı çöktü, altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
LÇile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya.
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
Mehmet’in Şiiri – Hiç bilinmeyen öğretmenler günü şiirleri
Sana çiçek getirdim dikkatini çekmek için,
her sabah karşıladım;
bir gülücük görmek için, selam durdum en önde;
bir günaydın bekledim:
Okan’a gülümsedin; sanki beni görmedin…
Seni sevdim öğretmenim yine de seni sevdim,
bisikletim olsaydı inan sana verirdim…
Sabah kırağıda geldim,
buzda karda hep geldim;
çok üşüdüm öğretmenim üşümüssün demedin…
Didem hastalanmış Didem dedin Şebnem dedin,
Züleyhayı Tolga’yı her fırsatta seversin…
Hasta oldum bilerek,
bunu hiç fark etmedin…
Sevgini kazanmayı bir tek ben beceremedim…
Kapılarda bekledim, tahtayı hep ben sildim;
bazen ayağa kalktım, kimi zaman eğildim,
gözümden yaş aktı bazen,
kendi kendime sildim,
sana yakın olmayı birtek ben beceremedim…
Yedi binlere kadar yazın dedin,
parmaklarım tutuldu yazmaktan vazgeçmedim…
Defterine baktın Aytuğ ile Figen’in,
dokuz yaprak doldurdum ödevimi görmedin…
Şiir verdin Nalan’a, Zühal’in resmini övdün,
Süreyya’ya güven verdin, beni hiç mi sevmedin?
Gücensem de öğretmenim,hiç kızmadım,
renk vermedim:
Arka sıradaki Mehmet; seni seven Mehmet’in…
şiir : Saim Metin
Ellerinden Öperim Öğretmenim
Ellerinden öperim öğretmenim
Binlerce öğrencinden biriyim ben
Anne oldun baba oldun bana
Okudum yazdım çok şey öğrendim
Borcumu ödeyemem sana.
Ellerinden öperim öğretmenim
Tebeşir tutan, kalem tutan ellerinden
Ellerin öyle güzel ellerin, öyle sıcak
Ya gözlerin öğretmenim ışıl-ışıl
Sevgi dağıtırdın kucak-kucak.
Ellerinden öperim öğretmenim
Benim için en büyük gurursun sen
Bir söz duysam iyiye güzele dair
Kalbimde vurursun sen.
-II-
Ellerinden öperim öğretmenim
“Daha dün annemizin kollarında yaşarken
Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken…”
Sen BAYRAK önünde topladın dizi-dizi
ATATÜRK yolunda yetiştirdin bizi.
Ellerinden öperim öğretmenim
Boşa gitmedi emeğin
Kimimiz doktor olduk savaştık hastalıkla
Asker oldu kimimiz canı Vatana feda
Kimimiz mühendis oldu yol yaptı baraj yaptı
İşçi olduk memur olduk emek verdik topluma
Öğretmen oldu kimimiz karanlığı aydınlattı.
Ellerinden Öperim Öğretmenim
Huzurlu ol düşünme bizi
ATATÜRK yolunda dimdik ayaktayız
Sesimiz daha gür yolumuz daha aydınlık
Özgür esen rüzgarda dalgalanan al Bayraktayız.
Sevgili öğretmenim
Senin için yazdım bu şiiri
Binlerce öğrencinden biri benim
Mübarek ellerinden öperim
Etiketler: Hiç bilinmeyen öğretmenler günü şiirleri