Okul Korkusu, Okul Fobisi, Okuldan Kaçma Üzerine
Bu yazını temel konusu okul korkusu yani okul fobisi, okul fobisi sebepleri, okul fobisi zararları, okul fobisini yenme, okul fobisi ile ilgili bilimsel yaklaşımlar vb. olacaktır.
Fobi , üstesinden gelemediğimiz varlık yada olgulara karşı duyduğumuz korkunun maksimum halidir. Korkularımızın çoğu çocukluk öneminde yerleşir. Çocuk eğitiminde maalesef toplumca yaptığımız yanlışlardan biride çocuğu uslandırmanın en iyi yöntemi onu korkutmakla olduğunu düşünür ve öyle davranırız. Çocuk daha okula başlamadan aldığı eğitimler hep korku üstünedir.
Fobi ; herhangi bir şeye karşı duyulan şiddetli korku anlamına gelir. Hayvanlara, karanlığa, kapalı alanlara, hastalıklara, doktorlara…. Ve okula karşı.
İçindekiler
Okul Fobisi Nedir: Okul Fobisi Hakkında
Okul fobisi tamamen psikolojik bir durumdur. Okula yeni başlayan çocuk, annesinden babasından ayrılmanın verdiği ankisiyete ile çeşitli garip davranışlarda bulunur. Bu davranışlar: Okula gidince ağlama, sınıfta huzursuzluk çıkarma, okulu görünce öğrencinin midesinin bulanması, baş dönmesi gibi psikolojik kökenli davranışlardır.
Peki tüm çocuklarda okul fobisi görülür mü?
Tabi ki hayır. Okul fobisinin görüldüğü çocuklar, annesi babası tarafından yeterince ilgilenilmemiş, ya da annesi ve babasından hiç ayrılmamış çocuklardır. Bu çocukcağızlar genellikle evden dışarı fazla çıkmamıştır.
Çocuk sürekli evde bulunmanın verdiği rahatlıkla dışarı çıkınca büyük bir kaygı yaşar. Okul fobisi yaşayan çocuklar gereğinden fazla duygusaldır ve bu çocukların kaygı düzeyi yüksektir.
Bütün bunların yanında eğer çocuk, daha önceden okul ya da kreş gibi yerlerde olumsuz bir yaşantı geçirmişse okul fobisini şiddetli bir şekilde yaşayabilir.
Peki Okul Fobisi Nasıl ve Ne Zaman Kaybolur?
Okul fobisi çocuğu bütün eğitim öğretim hayatı boyunca etkileyecek bir problem değildir. Çocuk okulda güvende olduğunu hissettiği ve öğretmenini sevmeye başladığı an bu fobik durum yavaş yavaş kaybolur, çocuğun kendine olan güveni yerine gelir ve çocuk ortama tamamen adapte olur.
Okul fobisinin sönmesini sağlama konusunda velilerin de bu konuda yapması gereken şeyler vardır. Veli öğrencilerine okulun güzel yönlerini, okulun faydalarını ve okulda yapabileceği eğlenceli etkinlikleri anlatmalıdır.
Haylaz çocuk, yaramaz çocuk, şımarık çocuk, inatçı çocuk, akılsız çocuk, akıllı çocuk .. gibi nitelendirmeleri hiç düşünmeden yapıştırıveririz çocuklara. İşin en tuhaf yanı da çocukları zapt etmek, sözüm ona onları akıllandırmak için korku faktörü çok kullanılır.
Yerleştirmeye çalıştığımız bu korkuların olan akıllarınında yarısını alıp götürdüğünü hiç düşünmeden. Bu eğitme şekli ebeveynler için en kolay ve zahmetsiz bir yöntemdir.
Akıllı olmasını öğütlediğimiz çocuğa çeşitli korkular aşılayarak, gelişmekte olan yeteneğine ( yani ,sahip olduğu zekasını kullanabilme yeteneği=akıl) ne kadar zarar verdiğini , engel oluşturduğu hiç düşünülmez.
Bu korkuların zamanla şiddetini artırarak fobiye dönüştüğü de hiç hesaba katılmaz. Toplumca yaptığımız yanlışlardan biri de, yetişkinler olarak sohbet ve muhabbetlerimizi yaparken çocukların yanında olup olmadığına hiç dikkat edilmez. Televizyon izlerken seçtiğimiz programın çocuğu ne kadar etkileyebileceği düşünülmez.
Kendi korkularımızı çocukların yanında sürekli dışa vurmak onların korkularını daha da çok besler. Okula başlama yaşına gelmiş bir çocuk, çeşitli türlerden değişik korkular (buna okul fobisi de dahil) edinmiş olarak okula başlar.
Okula başlayan çocukta bu fobi daha okulların açışlının ilk saatlerinde başlar. çocuk bu korkuyu çok yoğun bir şekilde yaşar. Çocuğun yaşadığı bu okul fobisi, tek bir korku değildir asında. Bir korku çeşnisidir adeta. Bu çeşninin içinde; çocuğun anne ve babasından ayrılma korkusu, Evinden odasından her şeyiyle kendine ait, içinde mutlu olduğu dilediği gibi oynadığı mekanından ayrılma korkusu, çocuğun yalnız kalma, ilgisiz kalma korkusu, Kalabalık ve hep yabancıların olduğu bir ortam, üstelik anne ve babası yanında olmayacak,
Daha öncesinde çocuğa aşılanan öğretmen korkusu, okul kuralları (anne, baba yada kardeşlerin bununla ilgili kötü anıları) Bundan sonra artık hep yapması gereken bir görev , okula gelmek çocuk bunu adlandıramaz ve anlamlandıramaz, Anne ve babanın günler öncesinden yaşadıkları heyecanın çocuğa yansıtılmış olması, Çocuğun orada ne yapması gerektiği ile ilgili bir fikrinin olmaması gibi karışık duygu ve korkularla başlar çocuk okula. Bu karışık duygu ve korkular hepsi bir araya gelince okul fobisi oluşur çocukta. Bu korku günler hatta haftalarca sürebilir. Haftalarca süren bu korkuda öğretmeninde sınıf içinde davranışları etkin bir rol oynar.
Bu heyecan ve korku bazen çocukta fiziksel tepkilere de yol açar. Karın ağrısı, mide bulantısı ağlama, iştahsızlık, altına çiş kaçırma, titreme, terleme ve vücut ısısında yükselme gibi rahatsızlıklar görülebilir. Bu şikayetler çocuk okulu benimseyip korkularını yenmeye başladığında kendiliğinden kaybolur gider. Bu sıkıntılı dönem en sağlıklı şekliyle atlatılabilir.
Burada öğretmene büyük pay düşer . Sınıf ortamının korkunç bir yer olmadığını, öğretmenin korkulacak bir öcü olmadığını birlikte güzel zaman harcanan aynı zamanda öğrenmenin güzel yanlarını çocuğa en kısa sürede benimsetmesi gerekir. Anne ve baba okul hakkında hep hoşa giden sözcükler kullandıklarında çocuk bu korkularını en kısa sürede yenmeye başlayacaktır.